17 Mayıs 2015 Pazar

Gezi Notları Rimini




Rimini 1 Mayıs - Bologna'da 3.günümüzde Rimini oradan da San Marino'ya geçmeye niyetli idik. Rimini'ye saatte bir tren var ve aşağı yukarı 1 saat 15 dakika veya bilemediniz 1.5 saatlik bir mesafe.Buraya Firenze gibi hızlı tren gitmediği için fiyatları ucuz ve aldığınız bilette numara falan yok.Direkt Haziran'a kadar bir tarih atılmış herhangi bir gün kullanabiliyorsun.Tek yapmanız gereken binerken otomatlara okutmak biletleri.Tabii hızlı tren olmadığı için bu trenler istasyonda direkt eski bölümdeki peronlardan kalkıyor.Ancak orada dikkat etmeniz gereken bir husus var.Mesela Rimini'ye giden Ancona trenimiz 3 no'lu perondan kalkacak diye gördüğümüz en yakın 3 numaranın altında beklemeye başladık.Son birkaç dakika kaldığında neden bu tren hala yok ve neden sadece biz bekliyoruz sorularını sormaya başlayınca istasyonun diğer kısmında sadece 3 numara yazan peronda treni fark ettik ancak koşup yetişemedik mecbur arkasından el salladık.O zaman anladık ki bu Ovest (Batı) peronları çok daha eski trenlerin kalktığı peronlarmış ve eğer treniniz buradan kalkacaksa zaten panolarda 3 diye değil 3 Ovest olarak yazıyormuş.Velhasıl biz treni kaçırdık açık biletimizle bir sonraki treni bekleyip normalden 1 saat daha geç Rimini'ye vardık.



 Tabii bir saat kaybetmemiz morallerimizi bozdu.Rimini istasyonu çıkışında turizm bürosu var.Buradan San Marino otobüsleri de kalkıyor.Ama en yakın otobüse yarım saatten fazla olduğu ve çok açıkdığımız için şehir merkezine ilerlemeye karar verdik.Rimini tam bir sahil kasabası kıvamında.Sahil tren yolunun alt tarafında şehir merkezi ise üst tarafında yer alıyor.15-20 dk yürümekle merkezdeki Piazza Tre Martiri meydanına geliyorsunuz.Bu meydanda bir saat kulesi ve bir küçük basilica var.Şehir turu atabileceginiz küçük araçlar var ama ne hikmetse son seferini ögleyin 13:15 yaptığı için biz binemedik.Meydandan basilicanın önünden sağa doğru bikaç yüz metre ilelediğinizde bir kapı görüyorsunuz.







  Kapıyı arkanıza alıp uzunca bir yol yürümeyi göze aldığınızda ise Piazza Cavour'a geliyorsunuz. Burada bir çeşme ve etkileyici bir heykel var.Sanki bir Timurlenk heykeli edasında karşınızda duruyor ve sizi etkiliyor.


 Biraz daha ilerleyince tarihi bir taş köprüye geliyorsunuz.Burada su çekilmiş bir yerde bitmiş yanına bir park yapmışlar.Diğer kısım ise sahile kadar yat limanı.









  suyun kenarından 1 km. kadar yürüyünce sahile geliyorsunuz ve devasa dönme dolabı görünce bir an önce binmek için sabırsızlanıyorsunuz.

Dönme dolap çok cazip görünse de fiyat olarak çok avantajlı değil.Biz 3 büyük 2 çocuğa 38€ ödeyince bir 2.ci defa binme fikrimiz dahi oluşmadı.bu pahalı 3 dk. nın tadını çıkarmaya baktık.Ama gerçekten muhteşem Rimini sahilini yukarıdan görmek paha biçilmez.







 Tabii kumsalın güzelliğini de göz ardı etmemek lazım.Belki bir yaz deniz tatili bile burada geçirebilir.Hava çok güzel olmasa da bizimkiler kumsalın tadını doyasıya çıkardılar.






















  Sahil şeridi çok uzun ve sürekli aktivite olabilecek tesisler de mevcut.Gerçekten bir yaz burada bir kaç gün geçirmek çok keyifli olacaktır.Sahilden yukarıya çıkarak güzel evlerin arasından istasyona dönerek iyi ki geç kalmış ve San Marino'ya gitmemişiz,yoksa Rimini'yi göremeyecektik diye söylenerek Bologna'nın yolunu tuttuk.



Gezi Notları Floransa



Floransa 30 Nisan - Bologna'dan Firenze'ye hemen her yarım saatte bir hızlı tren var.Reginal trenler de gidiyor daha ucuz ama onlar 1 saatten uzun sürüyor.Hızlı trenler 35 dk da Santa Maria Novella istasyonunda oluyor.tren biletlerini internetten veya istasyondaki otomatlardan almak mümkün.
  Ben kaçta hazır oluruz gitmden tahmşin edemediğim için geceden otomatlardan aldım.Promo seçenegi ile uygun kombinasyonlarda bilet almak mümkün.Bologna tren istasyonu da çok original.Dışarıdan bakınca Kadıköy yakasında kalmış eski istasyonlara benziyor.Ancak bu hızlı trenler bolca yürümeyle ulaşılan istasyonun 3 kat altında sanki bir metro istasyonunu andıran mühendislik harikası bölümden kalkıyor.2.ci mevki almanıza rağmen istediğiniz yere oturma diye bir dünya yok, hemen birisi gelip burası benim diye kaldırıyor.Ama yolculuk kısa olduğu için ayakta bile gidilebilir.Bir de sanırım arada çok kot farkı var ve tren de çok hızlı gittiği için kulaklarda uçaktan iniyor gibi basınç problemleri bile yaşayabiliyorsunuz.

 Firenze'de S.M.Novella istasyonu şehrin hemen hemen kalbine çıkarıyor sizi,o yüzden daha önceki istasyonlarda inmemek gerekiyor.İstasyonun hemen yanında yer alan Santa Maria Novella Basilica'sından ismini alıyor.

   İstasyonun hemen yanında şehir turu atabileceğiniz hop on hop off turlar var.Bu turlar 3 güzergah takip ediyor bizim yaptığımız hatayı yapıp ilk bulduğunuza binerseniz çok pişman olacağınız bir güzergaha düşme ihtimaliniz var.Hele bir de zamanınız kısıtlı ise.Şöyle A ve C turları şehrin yakınındaki yüksek bir tepe üzerinde kurulu Fiesole meydanına çıkıyor.A turu son olarak buraya giderken C turu ilk önce buraya çıkıyor.Bildiğiniz eski şehirden uzak mahalleler arasından yaklaşık yarım saatte tepeye çıkıyor tepeden şehir çok net görünmediği gibi çok da öncelikli görülesi bir yer gibi gelmedi bize.Buraya çıkıp biraz takıldığınızı zaman nereden baksanız 2 saatiniz boşa gidiyor. Halbuki amaç şehri yukarıdan görüp resim çekmek ise biraz aşagıda bahsedeceğim Michelangelo meydanı size çok daha güzel manzaralar sunuyor.




  Neyse biz hata yapıp Fiesole de bir hayli zaman kaybettikten sonra aynı C turunun bir sonraki seferi ile aşagıya Michelangelo meydanına ulaştık ve gerçek Floransayı gördük.Buradan Floransa Katedrali DUOMO'yu ve PONTE VECCHIO köprüsünü bir tabloya bakar gibi görmek mümkün.



 Meydan bir çok sovenior'da bulunuyor hele bir de dondurma festivali varmış değmeyin keyfimize uzun süre buradan ayrılmak istemedik.Nutella'lı dondurmamı olurmuş derken baktık gayet güzel oluyormuş.Hatta diger çeşitlerin arasında sıradan bir dondurma bile sayılabilir.




  Michelangelo'dan aşagıya yine tur otobüsleri inince güzergahta Boboli bahçeleri var.Burada çoçukla en tepeye çıkmak imkansız olduğu için boşa giriş ücreti vermeyelim deyip Nurtaç'ı temsilci olarak soktuk,biz de hemen yanındaki büyük parkta takıldık.O da azmedip en sonuna kadar gitmiş parkın.








 Boboli bahçelerinde sonraki durak Arno nehrindeki II.Dünya'da bombalanmamış tek köprü olmasıyla en eski köprü meşhur Vecchio köprüsü.Köprünün üzerinde birçok küçük dükkan bir de bir heykel var.Tarihi köprü olması nedeniyle en kalabalık turist grubunu da burada görmek hatta bazı kısımlarda omuz omuza yürümek zorunda kalmak mümkün.


  Köprünün çıkışında Caffe Pontevecchio'yu kaçırmamanızı tavsiye ederim:)



Köprüden geçip ilerlediğinizde  Duomo 'ya geliyorsunuz. Tabii buralar tek güne sıkıştırılamayacak kadar güzel,fakat bizim dönüş treni saati yaklaşması ve çocukların yorulması bu kısımları doğru dürüst gezmemizi engelledi.Ama not ettik tekrar gelip Floransa'ya geçmeli orada kalıp gezmeli yoksa bir günlük bir şehir değil.Akşama kadar yorulan delikanlılar trende direkt düştüler.







Gezi Notları Bologna




Bologna 29Nisan-2 Mayıs - Bu yıl da Schengen kapısını yine Italya'dan açmaya devam ediyoruz. Hazır TEOG tatili var diye planlarımızı yapıp 29 Nisan sabahı Pegasus'un yolunu tuttuk. Bologna havaalanı daha önceki şehirlerinde gördüğümüz büyüklükte havaalanlarından değil.Uçaktan inince direk terminal binasına yürüyerek giriyorsun.Pasaport kontrolündeki sıra ürkütücü görünse de parmak izi bile almalarına rağmen anlaşılmaz bir şekilde o uzun sıra 15-20 dk. eriyor.Pegasus klasik yine öğle üzeri saatlerde yani 12 gibi kalkıp 14:30 da Bologna'da oluyor.Pasaport kontrolünden sonra çıkıp direkt bekleyen otobüslere biniyorsunuz 6€ ya şehir merkezine götürüyor.15-20 dk içinde merkez istasyonuna geliyorsunuz,otobüsün son durağı da burası zaten.
 Ben Bologna'yı merkez olarak kullanıp genelde trenle seyahat edeceğimiz için istasyona yakın bir otel seçmiştim bunu herkese de şiddetle tavsiye ederim.Zira Bologna Italya'nın Ankara'sı gibi,her anlamda:) Yani öncelikle çok merkezi ve buradan hemen her yere trenler var.Bir başka benzer yönü daha var Ankara'ya onu da yazımın ileri bölümlerinde anlatayım:)

  Otele yerleştikten sonra hemen kendimizi dışarı atıp Piazza Settembre'den aşağıya doğru yürümeye başladık.Asıl amacımız Neptün çeşmesi ve 2 kuleye gitmek.Settembre'de şehirdeki kaplarıdan biri var.Burası hem tren istasyonuna yakın hem de ana otobüs durağını içinde barındırıyor.Ayrıca hemen yanı başındaki Scalla Della Montagnola parkının uzun duvarları boyunca Independenza caddesinde ilerliyorsunuz.Cadde bazı günlerde mesela cmts sadece yaya trafiğine açılıyor.Bologna'nın en güzel tarafı tüm şehri saran kemerler altında yürüyerek dolaşabilmek.Yağmur veya güneş herhangi bir sıkıntı yaratmaz.Caddede çok ünlü Italyan mağazaları ile adını ilk defa duyduğum ama sattığı tekstil ürünler gayet kaliteli mağazalar da var.Bir de Eren'in dibinin düştüğü büyük bir Disney mağazası vardı bu caddede.

  Uzun bir yürüyüş sonunda Neptün çeşmesinin oldugu meydana geliyorsunuz.Burası gerçekten buram buram tarih.İlk dondurmacı da çeşmenin hemen 50 mt. solunda.Özellikle yoğurtlu dondurması denemeye değer.




























  
     Piazza Maggiero'dan ilerleyince Marco Minghetti'nin heykeli olan meydana ulaşıyorsunuz.Kendisi bir dönem İtalya'da başbakanlık yapmış.Abi nevi şahsına münhasır bir tarza sahip olunca resmini çekmeden duramadım tabi:)

  Burada az bir miktar daha yürüyünce Neptün çeşmesinden paralel yürüyerek gitmediğimiz  Bologna'nın meşhur biri Pisa kulesi gibi yatık 2 kulesine ulaştık.Saat geç olduğu için çıkışa kapalı idi ama ben daha sonra sabahtan geldiğimizde kuleye çıkmak için bekleyen uzun bir turist kuyruğu gördüm.Tabii bizim öyle bir niyetimiz olmadığı için sadece fotograflamakla yetindik.




























  Biz araya Floransa ve Rimini sıkıştırıp bir de pazar yerine cumartesi döndüğümüz için Bologna'nın tam hakkını veremedik.Ama şehri tam olark gezebilmek için 1 tam gün belki üstüne de bir yarım gün rahatlıkla yeter.Ankara'ya başka ne yönü benziyor derseniz bir defa öğrenci şehri etrafta bol miktarda üniversite öğrencisi göreniz mümkün bunun dışında bir özelliği daha var ki o da şudur:hayat belli bir saatte duruyor.Akşam saatlerinde ölüyor neredeyse şehir ve öyle Roma gibi gece geç saatlere kadar açık pizzacılar falan bulmak neredeyse imkansız.Dönüp dolaşıp yine Agusto meydanındaki Mc Donald's a mecbur kalıyorsunuz.