17 Mayıs 2015 Pazar

Gezi Notları Bologna




Bologna 29Nisan-2 Mayıs - Bu yıl da Schengen kapısını yine Italya'dan açmaya devam ediyoruz. Hazır TEOG tatili var diye planlarımızı yapıp 29 Nisan sabahı Pegasus'un yolunu tuttuk. Bologna havaalanı daha önceki şehirlerinde gördüğümüz büyüklükte havaalanlarından değil.Uçaktan inince direk terminal binasına yürüyerek giriyorsun.Pasaport kontrolündeki sıra ürkütücü görünse de parmak izi bile almalarına rağmen anlaşılmaz bir şekilde o uzun sıra 15-20 dk. eriyor.Pegasus klasik yine öğle üzeri saatlerde yani 12 gibi kalkıp 14:30 da Bologna'da oluyor.Pasaport kontrolünden sonra çıkıp direkt bekleyen otobüslere biniyorsunuz 6€ ya şehir merkezine götürüyor.15-20 dk içinde merkez istasyonuna geliyorsunuz,otobüsün son durağı da burası zaten.
 Ben Bologna'yı merkez olarak kullanıp genelde trenle seyahat edeceğimiz için istasyona yakın bir otel seçmiştim bunu herkese de şiddetle tavsiye ederim.Zira Bologna Italya'nın Ankara'sı gibi,her anlamda:) Yani öncelikle çok merkezi ve buradan hemen her yere trenler var.Bir başka benzer yönü daha var Ankara'ya onu da yazımın ileri bölümlerinde anlatayım:)

  Otele yerleştikten sonra hemen kendimizi dışarı atıp Piazza Settembre'den aşağıya doğru yürümeye başladık.Asıl amacımız Neptün çeşmesi ve 2 kuleye gitmek.Settembre'de şehirdeki kaplarıdan biri var.Burası hem tren istasyonuna yakın hem de ana otobüs durağını içinde barındırıyor.Ayrıca hemen yanı başındaki Scalla Della Montagnola parkının uzun duvarları boyunca Independenza caddesinde ilerliyorsunuz.Cadde bazı günlerde mesela cmts sadece yaya trafiğine açılıyor.Bologna'nın en güzel tarafı tüm şehri saran kemerler altında yürüyerek dolaşabilmek.Yağmur veya güneş herhangi bir sıkıntı yaratmaz.Caddede çok ünlü Italyan mağazaları ile adını ilk defa duyduğum ama sattığı tekstil ürünler gayet kaliteli mağazalar da var.Bir de Eren'in dibinin düştüğü büyük bir Disney mağazası vardı bu caddede.

  Uzun bir yürüyüş sonunda Neptün çeşmesinin oldugu meydana geliyorsunuz.Burası gerçekten buram buram tarih.İlk dondurmacı da çeşmenin hemen 50 mt. solunda.Özellikle yoğurtlu dondurması denemeye değer.




























  
     Piazza Maggiero'dan ilerleyince Marco Minghetti'nin heykeli olan meydana ulaşıyorsunuz.Kendisi bir dönem İtalya'da başbakanlık yapmış.Abi nevi şahsına münhasır bir tarza sahip olunca resmini çekmeden duramadım tabi:)

  Burada az bir miktar daha yürüyünce Neptün çeşmesinden paralel yürüyerek gitmediğimiz  Bologna'nın meşhur biri Pisa kulesi gibi yatık 2 kulesine ulaştık.Saat geç olduğu için çıkışa kapalı idi ama ben daha sonra sabahtan geldiğimizde kuleye çıkmak için bekleyen uzun bir turist kuyruğu gördüm.Tabii bizim öyle bir niyetimiz olmadığı için sadece fotograflamakla yetindik.




























  Biz araya Floransa ve Rimini sıkıştırıp bir de pazar yerine cumartesi döndüğümüz için Bologna'nın tam hakkını veremedik.Ama şehri tam olark gezebilmek için 1 tam gün belki üstüne de bir yarım gün rahatlıkla yeter.Ankara'ya başka ne yönü benziyor derseniz bir defa öğrenci şehri etrafta bol miktarda üniversite öğrencisi göreniz mümkün bunun dışında bir özelliği daha var ki o da şudur:hayat belli bir saatte duruyor.Akşam saatlerinde ölüyor neredeyse şehir ve öyle Roma gibi gece geç saatlere kadar açık pizzacılar falan bulmak neredeyse imkansız.Dönüp dolaşıp yine Agusto meydanındaki Mc Donald's a mecbur kalıyorsunuz.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder