31 Ekim 2015 Cumartesi

Gezi Notları Atina

Kopenhag Gezisi

Malmö Gezisi

Kos Gezisi


Atina Gezisi (29-31 Ekim) Selanik'e gitmenin çok fazla prosedürü olduğunu öğrenince 29 Ekim tatilini Pegasus'un kampanya biletleri ile çok da uygun fiyata gelen Atina'da değerlendirelim dedik. Atina ile saat farkı yok ama 1 Kasım seçimleri nedeniyle oluşturulan yapay fark bize vurdu.Atina'ya 1-1.5 saat arasında iniyorsunuz.Venizelos havaalanı çok da büyük değil kolayca çıkıp hemen metro ile merkeze gidebiliyorsunuz.Metro biraz uzun sürüyor ama ilk duraktan biniyor olduğunuz için oturacak yer bulunca rahat.Bunun dışında otobüs ile ulaşım imkanı da mevcut.
   Atina'da başta Acropolis olmak üzere çok fazla yürüyerek gezilecek mekan olduğu için çok sıcak havalarda tercih etmemek lazım.Ama Ekim ayı da bizim gibi şanssız bir döneme denk gelirseniz siz sürekli üşüten rüzgar keyfinizi kaçırıyor.Belki 23 Nisan veya 19 Mayıs tatillerini tercih etmek daha uygun olabilir.Ben oteli Stigmata'ya yakın Plaka bölgesinden tercih ettiğim için metro ile Stigmata istasyonunda indikten sonra kısa bir  yürüme ile otele yerleştik.

     Stigmata meydanından kalkan gezi treni ile Acropolis'e çıkmak mümkün.Tren ucuz 6 EUR a sizi Acropolis'e kadar çıkarıyor,normalde hop on-hop off otobüsler de bu noktaya kadar götürüyor ama tren özellikle dönüş yolunda Monastraki'de çok şirin cafelerin bulunduğu dar sokaklarda bu tren dışında ilerlemek mümkün değil:Gün boyu in bin yapma şansınız da var.Biz ilk gün malum Pegasus uçakları hep öğleyin olduğundan fazla vaktimiz kalmadığı için Acropolis'e çıkmak yerine bugünü hemen civardaki Acropolis müzesini gezerek değerlendirdik.Çok büyük ve çok değerli eserler var.Ancak resim çekmek yasak. Sadece dolaşıyorsunuz.Müzenin harika bir cafesi var.Oradan Acropolisi başka bir açıdan da görebilmek mümkün.


     İlk günü Acropolis müzesinde geçiştirdikten sonra ertesi gün hop on hop off ile dolaşalım dedik. Ama öncelikle hemen yanı başımızdaki Stigmata meydanında yer alan parlamento binası ve meçhul asker anıtında nöbet tutan özel kıyafetli muhafız birliğini resmetmeden olmazdı.Askeri bir konu olduğu zaman hemen televizyonlarda bu askerleri gösterseler de Yunan ordusu tamamen böyle falan giyiniyor değil.Bunlar gerçekten özel bir birlik Evzon askerleri deniyor.Sadece burada nöbet tutma esnasında belli bir ritüel içinde hareket ediyorlar bu da turistler açısından izlenmesi keyifli bir performans ortaya koyuyorlar.
     Belli hareketleri yaptıktan sonra 2 asker anıtın sağ ve solunda yer alan nöbet noktalarına geliyor.O noktada turistlere bu askerlerle tek kişi olarak resim çektirme izni veriyorlar.Hop on-Hop off otobüslerde bu askerler ile ilgili çok detaylı bilgi veriliyor.Neredeyse kıyafetlerindeki her ayrıntı farklı bir anlam ifade ediyor. Karargahları da hemen parlamento binasının arkasında yer alıyor ve saatte bir nöbet değişimi yapıyorlar.
   Atina'da görülecek bir diğer tarihi nokta da ilk olimpiyatların düzenlendiği Panathenaic Stadyumu. 1896 da yapılan ilk olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmış.Gezme ücreti 5€ olduğu için onun yerine zaten görünen hali ile resim çekmekle yetindik.Bir de hemen önündeki standda gümüş madalyon ve çeşitli orijinal olimpiyat temalı hediyelik eşyalar var.Giriş ücretini onlara harcamak daha mantıklı.Stadyumun hemen yanında Zeus Olimpia Tapınağı var.Ancak yıllar içinde depremlerle bir hayli hasar almış birkaç sütunu kalmış durumda.Biz vaktimiz olmadığı için Zeus Tapınağını dolaşmak yerine Acropolis'e çıkmayı tercih ettik.



   Ve Acropolis Atina'nın her yerinden görünen Atina'ya da bir tepeden bakan Athena'nın muhteşem Parthenon tapınağı.Yıllar içinde meydana gelen deformasyonu düzeltmek için bir yanda hummalı bir restorasyon çalışması devam ediyor.Acropolis'e çıkarken hemen girişte sizi küçük bir amfi tiyatro karşılıyor. Biraz daha merdiven çıktığınızda Acropolis'in büyüleyici atmosferine giriyorsunuz.Ana tapınak Parthenon'un hemen yanında Erechtheion tapınağı var ve daha sağlam kalmış bir halde duruyor.





  Acropolis'ten aşağıya Monastraki meydanına indiğinizde Atina'daki tek camisi ile karşılaşıyorsunuz. Buraya inerken Romen Agora'sı da görülüyor ama büyük ölçüde yıkılmış durumda.Aynı bölgede aslında bu tarihi alanın kalıntılara göre çizilmiş krokisi de var.





   Sıkıştırılmış Atina tatilimiz maalesef tüm görülmesi gereken yerleri göremeden bitti.Özellikle gezemediğim 600 bin madeni para barındıran Nümismatik Müzesi ve Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi tekrar ilk fırsatta gelmek için bahane olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder