15 Ağustos 2014 Cuma

Gezi Notları Berlin

Köln Gezisi

Heidelberg Gezisi

Kos Gezisi

 Berlin 31 Temmuz - 2 Ağustos - Daha önce 2012'de 3 gün için gelip doyamadığımız Berlin'e tekrar gelmek üzere,Köln'den trene atladık.4 saat kadar süren yolculukta bizim tabirimizle YHT ile harika manzaralar eşliğinde Berlin'e vardık.Otel için daha önce geldiğimizde kaldığımız Zoo yakınındaki Crown Plaza yerine Eren artık daha büyük olduğu için az bir fark verip yine o bölgedeki 5* Berlin Palace'ı tercih ettik.İyi da yapmışız aynı yatakta 3 kişi yayıla yayıla yatmamıza rağmen hiç rahatsız olmadığımız gibi gerçekten oda konforu olarak da mükemmel bir otelde kalmanın keyfine vardık.



 Berlin'de klasik Welcome Berlin kartları hala çok hayat kurtarıyor.Ancak bunlarda fiyatlar muhtelif.3 günlük müze adası girişleri dahil fiyatı 38,5€ ancak müzeler olmasın derseniz sadece ulaşım için 25,5€ oluyor.C zone yani Potsdam dahil fiyatlar 2€ daha pahalı oluyor.Perşembe günü saat 14 gibi gelip otele yerleştikten sonra soluğu direkt olarak Bradenburg kapısı ve hemen yanındaki soykırım anıtında aldık.Burada biraz takıldıktan sonra Alexanderplazt ve müzeler adasına geçtik.Bu bölgeler birbirine çok yakın ancak yürünecek kadar değil tabii.Bu arada bir tüyo vereyim müzeler adasındaki müzeler Perşembeleri 20:30 a kadar açıkmış onu da öğrenmiş olduk.Biz Pergamon veya daha önce gezdiğimiz Deutche museum'dan ziyade Nefertitiyi merak ettiğimiz için Neues Museum'u gezmek istiyorduk.Ancak bu defa Berlin cardımız müze dahil olmadıgı için ertesi gün şehir turu ile gelip gezmek üzere ayrıldık.



















  Ertesi sabah kahvaltıdan hemen sonra otelin arkasından geçen ayrıca Berlin'in alışveriş için en gözde caddesi olan Kurfürstendamm caddesine geçip şehir turu atmak için hop on hop offlardan birine atladık.Öncelikle tabii yine gitmek istediğimiz yer CheckPoint Charlie ve Nurtaç'ın çok merak ettiği Judisches Museum idi.



Walla açıkcası Yahudi müzesi bende hayal kırıklığı yarattı.Zira konsept daha çok 2.dünya savaşı öncesi Almanya'da yaşayan Yahudi halkının kültürü üzerine kurulu.Yahudi müzesi denince insan daha çok soykırım ve 2. dünya savaşına ait birşeyler bekliyor ama ne bileyim minyatür sinagoglar,el işleri vs. çok da aman aman birşey vermiyor insana.Buradan sonra soluğu direkt müzeler adasında aldık.Bu bölgede yer alan devasa katedralin önünde bir kaç resim çektikten sonra Nefertiti'yi görmek üzere kendimizi Neues Museum'a attık. Neues Museum'da Mısır medeniyetine ait birçok eser var.Mumyalar gerçekten ilginçti. Nefertiti'nin heykeli bulunan salon ekstra korunuyor,resim çekmek yasak.Bir de yine iyi korunan Golden Hat denen bir şapka var orda resim çekmek serbest:)





























     Ertesi gün duvarı görmek üzere önce West Side sonra da East Side Gallerie'ye gittik.West Side tarafı Check Point Charlie'ye yakın American Sector tarafında.Burada bir fotograf müzesi var ve gerçekten çok ilginç fotograflar var savaş günlerine ait.






































 East Side Gallerie'ye gidiş çok original gerçekten.Potsdamer Platzdan bindiğiniz U2 metrodan 2 durak sonra inip Gleis-Dreieck de inip U1 hattı ile Warschauer Str. yönüne gidip son durakta iniyorsunuz.East Side'da direkt tamam artık ben Doğu Berlin'deyim hissine kapılıyorsunuz.Etraftaki evlerin hali genel hava bu duyguyu uyandırıyor.Buradaki duvar rengarenk boyanmış durumda ve batı tarafındaki duvara göre çok daha uzun bir kısmı korunmuş durumda.Hemen duvarın yanındaki sovenior'da pasaportunuza isterseniz Doğu Berlin damgası vurdurabiliyorsunuz.
Berlin'e ayırdığımız 3 gün yine yetmedi desek yeridir. Ancak bir seyahat daha fazla görünüyor oldugu için bir bahaneye ihtiyac duyuyordum onu da Uefa da buldum.Kısmet olursa 6 Haziran 2015 de Berlin Olimpiyat stadındaki şampiyonlar ligi finali için gitmenin planlarını şimdiden kafamda kuruyorum:)




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder